31 Ocak 2008 Perşembe

KEREVİZİN İKİ HALİ...

Kerevizi, yoğun kokusu ve tadı dolayısıyla sevmeyenler olduğunu biliyorum. Vereceğim iki tarifte de kerevizin tadına ve kokusuna başkaldıran lezzetler var. Birincisi portakal, ikincisi sarmısak. İlk tarif kereviz portakal suyunda pişirilerek, ikinci tarif ise kereviz çiğ olarak rendelenerek yapılıyor.


1. HALİ: PORTAKALLI KEREVİZ

Malzemeler:

-2 orta boy kereviz
-1 adet patates
-1 orta boy soğan
-1-2 diş sarmısak
-1 adet havuç
-1/2 su bardağı bezelye
-1/4 demet dereotu
-Sıvıyağ, tuz, karabiber, kırmızı biber
-1 portakalın suyu (Portakal sulu değilse 2 tane kullanmanızı tavsiye ederim)

Yapılışı:

Sıvıyağda küçük doğradığımız soğanlarımızı biraz kavurduktan sonra, sırasıyla yine küçük doğranmış sarmısak, küp şeklinde kesilmiş havuç ve patatesleri, daha sonra soyup, limonlu suda beklettiğimiz kerevizleri küp şeklinde doğrayıp ilave ediyoruz, portakal suyunu da ekleyip, sebzeler suyu çekene kadar pişiriyoruz. (Bu işlem yerken portakal aroması almamızı sağlıyor) Son olarak tuzunu, baharatlarını koyup, 1-2 dakika kavuruyoruz ve 1 su bardağı su ilave ediyoruz. Kerevizlerin yumuşamasına yakın bezelyeyi de ekleyip, kısık ateşte pişirmeye devam ediyoruz. Hepsi piştiğinde altını kapatıyoruz. Soğuduktan sonra üzerini ince kıydığımız dereotuyla süsleyip, servis yapıyoruz. Afiyet olsun...


2. HALİ: YOĞURTLU KEREVİZ SALATASI

Malzemeler:

-2 orta boy kereviz
-1 su bardağı süzme yoğurt
-2 su bardağı normal yoğurt
-1 su bardağı iri dövülmüş ceviz
-2-3 diş sarmısak
-Tuz
-1 tatlı kaşığı mayonez(isteğe bağlı, ben koymadım)

Yapılışı:

Kerevizlerimizi soyup, kararmaması için limonlu suda bekletiyoruz. Yoğurtları birleştirip, koyu kıvamlı bir karışım elde ediyoruz. Ezilmiş sarmısakları ve tuzu da ilave edip, hızlı bir şekilde yoğudun içine, kerevizlerimizi rendeliyoruz. Son olarak ceviz ve mayonezi ekleyip, iyice karıştırıyoruz. Kıvamı yoğun gelirse endişelenmeyin tuz ve kereviz kıvamın açılmasını sağlayacaktır. Son derece lezzetli dip sos olarak da kullanılabilecek bir tarif. Afiyet olsun

PORTAKALLI YERELMASI



Yerelması patates görünümü altında elma tadı olan, hem çiğ olarak hem de pişirilerek tüketilebilen bir sebze. Amerika kökenli olan bu bitki ülkemizde de bol miktarda yetiştiriliyor. Cilde tazelik veren bu bitki kan şekerini yükseltmediği için şeker hastalarınca da yenebiliyor. Boyutu ve şekli itibariyle soyulması zor olsa da değişik tadının çekilen sıkıntıya değer olduğunu düşünüyorum. Yerelmasını çiğ olarak salatalara ekleyebileceğimiz gibi tek başına da yiyebiliriz. Ben bugün pişirilen bir tarif vermek istiyorum, aslında tarif klasik zeytinyağlı tarifi...

Malzemeler:

-1/2 kilo yerelması
-1 adet kırmızı biber
-1 adet patates
-1 orta boy soğan
-1-2 diş sarmısak
-1 adet havuç
-Sıvıyağ, tuz, karabiber, kırmızı biber
-1 portakalın suyu

Yapılışı:

Sıvıyağda küçük doğradığımız soğanlarımızı biraz kavurduktan sonra, sırasıyla yine küçük doğranmış sarmısak ve biber, küp şeklinde kesilmiş havuç ve patatesleri, daha sonra soyup, limonlu suda beklettiğimiz yerelmalarını da küp şeklinde doğrayıp ilave ediyoruz, portakal suyunu da ekleyip, sebzeler suyu çekene kadar pişiriyoruz. (Bu işlem yerken portakal aroması almamızı sağlıyor) Son olarak tuzunu, baharatlarını koyup, 1-2 dakika kavuruyoruz ve 1 su bardağı su ilave edip, yerelmaları yumuşayana kadar kısık ateşte pişiriyoruz. Soğuduktan sonra servis yapıyoruz. Afiyet olsun.

ŞEKERSİZ TATLI KURABİYELER

Bu kurabiyeleri şeker kullanmaksızın bal ile tatlandırarak yaptım. Gerçi üzerine yaptığım çikolata süslemeleri kalorilerini hayli arttırdı ama sade olarak da yenebilecek son derece lezzetli, yanına kahve çağrıştıran kurabiyeler oldular. Verdiğim ölçülerle 40 kadar kurabiye çıkıyor,tabi çikolata ile süslemeyecekseniz daha kalın yapmanızı tavsiye ederim, bu durumda 30 kadar kurabiyeniz olur, buna göre ölçüleriniz farklılaştırabilirsiniz. Kurabiyeler kavanozda 2 haftaya kadar bozulmadan kalabildikleri için fazla yapmanın sakıncası yok bence, bir diğer öneri de hamuru hazırlayıp, buzlukta bekleterek, pişirmek istediğimiz zaman kullanmak olabilir. Kalıplarla ve çikolata ise kurabiye süslemek benim için terapi gibi, çok zevk alıyorum, rahatlamak istiyorsanız size de tavsiye ederim.

Malzemeler:

-1 yumurta
-125 gr tereyağı veya margarin (oda sıcaklığında eritilmeden)
-1/2 su bardağı bal
-1 tatlı kaşığı tarçın
-2-3 adet karanfil (havanda dövülmüş)
-1 tatlı kaşığı kabartma tozu
-1 tatlı kaşığı vanilya
-2,1/2 su bardağı un
-Bitter, sütlü ve beyaz çikolata (süslemeler için, isteğe bağlı)

Yapılışı:

Un ve kabartma tozu hariç tüm malzemeleri karıştırıyoruz, un ve kabartma tozunu da karıştırıp, hamurumuz meşhur kulak memesi kıvamını alıncaya kadar yoğuruyoruz, gerekirse un ilave edebilirsiniz. Hamurumuzu streç filme sarıp, buzdolabında yarım saat bekletiyoruz. (Bekletme süresi daha uzun olabilir) Buzdolabından çıkardığımız hamurumuzu hafif unlamış olduğumuz tezgahta merdane ile 1 cm kalınlığında açıp, kalıplar ile şekil veriyoruz ve yağlı kağıt serdiğimiz tepsiye yerleştiriyoruz. (çikolata ilavesi yapmayacaksanız yaklaşık 1,5 cm kalınlığında açmanızı tavsiye ederim) Bu süreçte hamurda yumuşama olursa, tekrar buzdolabında bekletiyoruz.
Önceden ısıttığımız 175 derece fırında 10-15 dakika, kurabiyelerin rengi değişmeden pişiriyoruz ve fırından çıkarıp, soğumaları için bırakıyoruz. Geldik en zevkli kısıma, yani süslemelere... Benmari usulü erittiğimiz çikolatalara kurabiyelerimizin bir kısmını batırarak veya yağlı kağıttan yaptığımız küçük külahlardaki çikolataları kurabiyelerin üzerine sıkarak süslemelerimizi yapıyoruz. Ben bazı kurabiyelerin üzerine şişe ağızlığı ile küçük delikler açtım ve deliksiz kurabiyelere çikolata sürüp, delikli kurabiyeleri üzerine yapıştırıp, deliklerden çikolata çıkmasını sağladım. Alttaki fotoğrafta görülenleri ise tüm yüzeyi çikolata ile kapladıktan sonra, kürdan ile geçişler yaparak süsledim. Görüntüleri kadar lezzetleri de güzeldi. Afiyet olsun...

BROKOLİ ÇORBASI

Brokoli son derece sağlıklı sebzelerden biri, en önemli faydası da kanser önleyici olması. Brokoliyi haşlayarak veya çiğ olarak salatasını yapabileceğimiz gibi, kişini, suflesini de yapabiliriz. Bugün ise klasik bir çeşit olan çorbasını yapacağız. Ben iki farklı şekilde yapıyorum, bu tarifte sadece sebzelerle yaptım, diğer tarifte ise baklagilleri de kullanıyorum. Bir de denemek istediğim ablamın yaptığı peynirli tarif var, bunları da yakında yazmayı planlıyorum.
Malzemeler:
-Yarım kilo brokoli
-2 orta boy patates
-2-3 diş sarmısak
-1 orta boy soğan
-Et suyu veya et bulyon
-Sıvıyağ, tuz
-2 su bardağı süt veya 1/2 paket krema
Yapılışı:
Sıvıyağda soğanımızı biraz kavurduktan sonra, küçük doğradığımız sarmısakları ilave ediyoruz. Daha sonra rendelediğimiz patateslerimizi ilave edip, biraz daha kavuruyoruz ve küçük parçalara ayırdığımız brokoliyi, 2 bardak suyu ve et bulyonu (veya 2 bardak et suyu) ekleyip, tenceremizin kapağını kapatıyoruz. Brokoliler yumuşayınca 2 su bardak sütü veya krema kullanacaksak, 1,5 su bardağı suyu, çorbamızın kıvamını ayarlayarak ilave ediyoruz, tuzunu da ekleyip, tekrar kaynatıyoruz. Kaynayınca, altını kapatıp, biraz soğuduktan sonra blenderdan veya süzgeçten geçiriyoruz ve krema ilavesini yapıp karıştırıyoruz. Sıcak olarak peynir rendesi ile servis yapabiliriz. Afiyet olsun...

İLK EKMEK DENEYİMİ VE DİP SOS

Çok uzun süredir evde ekmek yapmak istiyordum, geçen sene minik kahvaltılık çörekler yapmıştım, ama ekmeğe cesaret edememiştim. Şimdi ise bu kadar ertelememe gerek olmadığını anladım. Kullandığım tarif Söke un paketinin üzerindeki tarifin biraz değiştirilmiş hali, ben sonuçtan memnun kaldım, sadece bir dahaki sefere ekmeğin kabarmasını daha uzun beklemem gerektiğine karar verdim.

Malzemeler:

-500 gr kepekli ekmeklik un (Benimki Söke Geleneksel Bugday unu idi)
-Yarım paket instant maya (paketten çıktı)
-350 ml su, süt karışımı
-1 çorba kaşığı sıvıyağ
-1 tatlı kaşığı şeker
-1 çay kaşığı tuz
-1/2 çay bardağı iri çekilmiş ceviz
- 1 yemek kaşığı pekmez

Yapılışı:

Unu karıştırma kabımıza alıp, maya, tuz ve şekerle karıştırıp, ortasını havuz gibi açıyoruz. Sıvıyağı ekleyip, süt, su karışımını azar azar ekleyerek ele yapışmayan bir hamur elde ediyoruz ve üzerini kapatarak, sıcak bir yerde mayalanmaya bırakıyoruz. (Yaklaşık 45 dakika) Hamurumuz 2 katına çıkınca cevizi ekleyip tekrar yoğuruyoruz ve pişirme kabına aktarıyoruz. (ben dikdörtgen kalıbı, az miktarda yağ sürerek kullandım) Bu şekilde de 30 dakika kadar bekletip, üzerine fırçayla pekmezi sürüp, önceden ısıttığımız 200 derece fırında 30 dakika pişiriyoruz. (Ekmeğimizim üzeri iyice sertleşmiş olmalı) Fırında ılıması beklediğimiz ekmeği üzerini kapatarak dinlendirebilir veya sıcak sıcak yiyebiliriz. Afiyet olsun...

Gelelim sevimli servislerdeki basit dip sosumuza. Bu sosu kahvaltılık olarak kullanabilleceğiniz gibi kanepe ve sandviçlerinize de sürebilirsiniz. Sadece dip sos kıvamından biraz daha yoğun tutarak. Fotoraflarda da görebileceğiniz gibi fırından yeni çıkmış, ev yapımı ekmeğe çok yakıştı. Tarif şöyle: 2 yemek kaşığı sıvıyağda 5 diş dövülmüş veya çok küçük doğranmış sarmısağı kavuruyoruz, 1/2 su bardağı iri çekilmiş cevizi ekleyip, biraz daha kavuruyoruz ve 3 yemek kaşığı salça, tuz, karabiber, kırmızıbiber (Acılığını damak tadınıza göre ayarlayabilirsiniz) ilave edip, iyice karışana kadar pişiriyoruz. Kıvamı çok yoğun gelirse çok az su ilave ederek kıvamını ayarlıyoruz. Afiyet olsun...

PİRİNÇLİ PIRASA

Pırasa tarifi son derece basit. Klasik bir tarif hepimizin annesinin yaptığı gibi sanırım. Ben de pırasayı yemek olarak düşündüğümde bu şekilde yapıyorum. Pırasa da pek çok farklı lezzete uyum sağlayan bir sebze. Çorbasını, böreğini, dolmasını, omletini yapabiliriz, ayrıca grateni de yapılabilir. Önümüzdeki günlerde böreğinin de tarifini vereceğim. Klasik ve basit tarif ise şöyle;

Malzemeler:

-1 kg pırasa
-2 adet havuç
-1/2 çay bardağı pirinç
-1 adet domates
-Tuz, limon tuzu
-Sıvıyağ

Yapılışı:

Sıvıyağda halka şeklinde doğradığımız havuçları biraz kavurduktan sonra, kabuklarını soyduğumuz domatesi küçük doğranmış şekilde ekliyoruz. Yıkayıp, halka şeklinde doğradığımız pırasalarımızı da ekleyip, 1,5 su bardağı suyumuzu ve 2-3 küçük parça limon tuzumuzu (limon tuzu yerine 1,5 limonun suyunu kullanabiliriz) ekliyoruz ve kısık ateşte pişirmeye bırakıyoruz. Pırasalarımız yumuşamaya başlayınca, pirincimizi ve tuzunu ilave edip, pirinçlerimizde yumuşayana kadar pişiriyoruz. Sıcak veya soğuk olarak servis yapabiliriz. Servis sırasında da limon ilavesi yapabiliriz. Afiyet olsun...

TAHİNLİ KABAK TATLISI

Tahinli kabak tatlısı, bildiğimiz kabaktan pişirme yöntemi ve tadı nedeniyle biraz farklı. Çünkü kabakları önce fırınladım, sonra pişirdim, böylece dış kısmı hafifce sert içi yumuşak oldu. Fırınlama fikrini ablam verdi, başlangıçta biraz endişelendim ama sonuç güzel oldu. Tarçın, ceviz ve tahin, kabakla birleşince ortaya lezzetli bir tatlı çıktı.

Malzemeler:

-1 kg balkabağı
-3/4 su bardağı esmer şeker
-1 tatlı kaşığı tarçın
-Ceviz (istediğiniz miktarda)
-Tahin (Servis sırasında porsiyon başına 1 tatlı kaşığı)

Yapılışı:

Doğranmış olarak aldığımız kabaklarımızı biraz daha küçültüp, yağlı kağıt serdiğimiz fırın tepsisine yerleştiriyoruz. Üst üste gelmeleri sorun yaratmayacaktır. Üzerlerine tarçınımızı serpip, önceden ısıttığımız 180 derece fırında 30 dakika, kabaklar hafif yumuşayana kadar pişiriyoruz. Sonra biraz soğutup, (beklemek dış kısımlarının sertleşmesini sağlayacaktır) tencereye alıyoruz ve şekerini ekleyip, pişmeye bırakıyoruz. Arada karıştırmak şekerin yanmasını önleyecektir. Kabaklarımız istediğimiz yumuşaklığa gelince altını kapatıyoruz ve geniş bir tabağa alıp soğutuyoruz. Servis yaparken tabağımıza çiçek şekli vererek dilimleri yerleştirip ceviz ve tahinle süslüyoruz. Tahin severlerdenseniz bu farklı tadı beğeneceğinizi düşünüyorum. Afiyet olsun…

KÖZLENMİŞ KIRMIZI BİBERLİ DOMATES ÇORBASI

İsmi uzun çorbamız benim favorilerimden olup, her zaman beğenilmiş bir tariftir. İlk domates çorbası denemelerimde fazla malzeme karıştırmadan domates, un, fesleğen ve sütle yapardım. Artık domates çorbası yapacağım zaman benim eklemelerimle oluşan bu tarifi kullanıyorum ve sonucun kesinlikle denemeye değer olduğunu düşünüyorum. Tarifimiz şöyle;

Malzemeler:

-½ kg domates
-3 büyük kırmızı biber
-2 diş sarmısak
-3 yemek kaşığı un
-1/2 çay bardağı çekilmiş ceviz
-1 tepeleme çay kaşığı fesleğen
-Sıvıyağ, tuz, karabiber
-3 su bardağı süt
-1 tatlı kaşığı salça

Yapılışı:

Öncelikle domateslerimizi rendeleyip, hazırlıyoruz. Ben yazdan buzluğa koyduğum domatesleri kullandım, siz de mümkünse yaz domatesi tercih edin, çok daha lezzetli olduğunu göreceksiniz. Kırmızı biberlerimizi yağlı kağıttan yaptığımız pakete koyup, fırında közlüyoruz. (Közleme işini ocakta yapabileceğimiz gibi, közlemek zor gelirse biberlerimizi çok az su ile haşlayarakta kullanabiliriz.) Biberler biraz soğuyunca kabuklarını soyup küçük küçük doğruyoruz. 2 yemek kaşığı sıvıyağda ezdiğimiz sarmısaklarımızı ve cevizimizi kavuruyoruz, sonra unumuzu ekleyip biraz daha kavurup, sütümüzü azar azar, topaklanmasını önlemek için, hızlıca karıştırarak ilave ediyoruz. Koyu bir krema haline gelen karışıma sırasıyla fesleğen, domates rendesi ve doğranmış biberlerimizi ekleyip, karıştırarak kaynatıyoruz. Kaynayınca kıvamını ayarlamak üzere su ve renk vermek amacıyla salça ilave ediyoruz. (2 su bardağı yeterli oluyor) Tuzunu, karabiberini de ekleyip, tekrar kaynayana kadar karıştırıyoruz ve 5 dakika kaynatıyoruz. Gerek olursa blenderdan geçiriyoruz. Üzerine kaşar peyniri rendesi ile servis yapıyoruz. Afiyet olsun…

LİMONLU CHEESECAKE (PEYKEK)

Cheesecake’in favori tatlım olduğunu daha önce yazmıştım. Cheesecake yapımında iddialı olduğumu da söyleyebilirim. Zaten cheesecake’ler için ayrı bir etiket açmış olmam bunun işareti sanırım. Ben Newyork tarzı cheesecake seviyorum, yani fırınlanmış olanları. Zaman içinde çok farklı tatlardaki tarifleri paylaşacağım. Bugün klasik bir tat olan limonlu cheesecake…

Malzemeler:

-600 gr. krem peynir
- 1 bardak toz şeker
-5 tatlı kaşığı mısır nişastası
-4 adet yumurta
-1 paket krema
-1 limonun suyu ve kabuğunun rendesi
-1,5 paket yulaflı bisküvi
-125 gr tereyağı

Yapılışı:

Öncelikle cheesecake'in bisküvi tabanını hazırlıyoruz. Bisküvileri mutfak robotunda ya da döverek kırıntı haline getiriyoruz ve erittiğimiz tereyağı ile iyice karıştırıyoruz. Kalıbının kenarlarını fırça yardımıyla yağlayıp, tabanına pişirme kağıdı yerleştiriyoruz. (Ben 22 cm'lik kelepçeli kalıp kullandım, daha küçük kalıp kullanacaksanız, malzeme miktarını biraz azaltabilirsiniz) Bisküvi karışımını kek kalıbının tabanına boşaltıp, her tarafta eşit yüksekliğe gelecek şekilde bastırıyoruz ve buzdolabına kaldırıyoruz.
Karıştırma kabımıza krem peyniri, mısır nişastası ve toz şekeri ekleyip mikser ile çırparak kalın bir krema kıvamına getiriyoruz. Yumurtaları birer birer bu karışımın içine kırarak çırpmaya devam ediyoruz. Bu aşamada dikkat etmemiz gereken şey, yumurtaları çok fazla çırpmamak, aksi halde kekimizin üstünde pişerken çatlaklar oluşabilir. Son olarak kremayı, limon kabuğu rendesini ve suyunu da bu karışıma ekleyip karıştırdıktan sonra kek kalıbının içindeki bisküvi tabanının üzerine döküyoruz.
Önceden 175 derece ısıya getirdiğimiz fırında yaklaşık 10 dakika kadar pişirip, 10 dakika dolunca fırının ısısını 90 dereceye düşürüyoruz ve bu düşük ısıda yaklaşık 60-70 dakika daha pişirmeye devam ediyoruz. Kekin tam ortası ıslak veya parlak değilse pişmiş demektir. Cheesecake'miz oda ısısına gelince buzdolabına koyup, üstünü kapatmaksızın bir gece bekletiyoruz. Sonra üst dekorasyonunu yapabiliriz. Ben cheesecake'in üzerini eritilmiş beyaz çikolata ile kapladıktan sonra, yağlı kağıttan yaptığım külah içinde erimiş olan bitter çikolata ile daireler çizip sonra kürdanla bunları ara noktalardan birleştirdim. Servis yaparken de yine bitter çikolata ile yaptığım yapraklarla süsledim. (Gerçek veya yapay bir yaprağı ince tabaka eritilmiş çikolata ile kaplayıp, kuruyunca dikkatlice ayırıyoruz)
Cheesecake ile ilgili bir püf noktada bekledikçe tadının yerleşip, lezzetinin artması. Bu nedenle ben genelde 2 gün önceden yapmaya gayret ediyorum. Afiyet olsun...

ZENCEFİLLİ LİMONATA


Limonata yazın hepimizin sevdiği ve çok tükettiği bir içecek… Gerçi tüketiminin sadece yazla sınırlı kalmadığını gittiğimiz café ve restaurantların menülerinden anlayabiliriz. Ben de kola tüketimini azaltabilmek adına her mevsim evde limonata yapmaya çalışıyorum. Konsantre olarak hazırlayıp, servis sırasında su ekleyerek ikram ediyorum, bu şekilde buzdolabında 1 hafta kadar bekletebiliyorum. Benim limonata yapımına başlamamda aslında çok eski değil, geçtiğimiz yaz başladım diyebilirim. Hazırlanış süresi uzun ama bence en kolay tarif bu.

Malzemeler:

-1 adet limon
-1 çay bardağı esmer şeker
-1 çay kaşığı zencefil
-7-8 yaprak taze nane

Yapılışı:

Dış yüzeyini biraz suda bekleterek, iyice yıkadığımız limonları, geniş ve derin bir kase içine mümkün olduğunca küçük şekilde doğruyoruz. (Ben 1 limonu 8-10 parçaya kesmeye çalıştım) Üzerine şekeri, zencefili ve doğradığımız naneleri ekleyip, bir gece üzeri kapalı olarak bekletiyoruz. (Ben 24 saat bekletiyorum, birkaç kez karıştırarak) Limonlar suyunu bırakmış ve şekerler iyice erimiş olan karışımı, elimizle yoğurur gibi iyice karıştırıp, limonların tüm suyunu çıkartıyoruz ve süzerek bir şişeye alıyoruz. (Yoğurarak karıştırma işlemini limonlar susuz kalana kadar, gerekirse çok az su ekleyerek tekrarlıyoruz) 1/1 oranında su- konsantre limonata hazırlayıp, nane yaprağı ile süsleyerek servis yapıyoruz. Afiyet olsun…

BALKABAKLI TART

Balkabağı bitmeden denemeniz gereken bir tat... Tarifin orjinali allrecipes'den, ben bazı farklılaştırmalar yaptım, evdeki imkansızlıklar nedeniyle:) Tarifi ilk olarak ablam denemişti farklı bir hamurla, çok güzel olduğunu söylediğinde denemeye karar verdim। Gerçekten çok lezizdi, ben vereceğim ölçülerle 20cm'lik büyük ve 3 küçük tart kalıbını kullandım. Maalesef büyük olanı sıcakken çevirmeye kalktım acelem olduğu için ve çok kötü parçalandı. Parçalanması tadına hiç zarar vermemişti açıkcası. Tartlar kırılmaya zaten müsaitler bir de sıcakken çıkarmak hiç yapılmaması gereken bir eylem. Bana da ders oldu:) Tarife gelince;
Malzemeler:
-125 gr tereyağ
-1 yumurta sarısı
-50 gr pudra şekeri
-150 gr un
-150 gr ince çekilmiş ceviz
-1 yumurta
-250 ml vanilyalı dondurma (oda ısısında)
-100 ml krema
-150 gr esmer şeker
-1/4 çay kaşığı zencefil
-1/4 çay kaşığı muskat
-1 tatlı kaşığı tarçın
-250 gr balkabağı püresi (haşladığımız balkabağını mutfak robotundan geçiriyoruz)
Yapılışı:
Öncelikle hamurumuzu, yumurta sarısı, tereyağ, pudra şekeri, çekilmiş ceviz ve unla yoğurarak, buzadolabında 1 gece dinlendiriyoruz. (Ben 24 saat beklettim) Hamur yoğurma aşamasında zor toparlanırsa 1-2 yemek kaşığı süt koyabilirsiniz, hamurun kıtırlığını engellemeyecektir. (Benim ki öyleydi) Dinlenmiş olan hamurumuzu tart kalıplarına yerleştiriyoruz. Ayrı bir kapta balkabağı, esmer şeker, yumurta(orjinal tarifte 3 yumurta vardı, bana fazla geldi ve 1 yumurta kullandım, çünkü yumurta kokusundan rahatsız oluyorum), tarçın, zencefil, muskat, dondurma ve kremayı (orjinal tarifte sadece dondurma kullanılıyordu, ben krema eklemek zorunda kaldım, çünkü aşçı yamağı tart için aldığım dondurmanın büyük kısmını yemişti:) mikserle karıştırarak, pürüzsüz bir hale getiriyoruz ve tart kalıplarımıza döküyoruz. ceviz ile süslediğimiz tartlarımız 180 derecede ısıttığımız fırında 30 dakika, karışım katılaşana kadar pişiriyoruz. (Cevizler de bu konuda yol gösterici olacaktır, renkleri koyulaşmışsa pişmiş demektir) Vanilyalı dondurmayla oldukça iyi bir ikili oluyor. Afiyet olsun...

MERENGLİ KURABİYELER (YAĞSIZ VE UNSUZ)

Tarifin orjinali teatime'da, ben bazılarını balkabaklı yaptım ve un koymadım। Şeker de olmasa tam anlamıyla diyet kurabiyesi olacaktı. Gerçi şeker yerine de bitkisel tatlandırıcı "stevya"yı denemeyi düşünüyorum bir sonraki denemeye. Gelelim tarife, yukarıdaki linkde orjinal ölçüleri bulabilirsiniz, ben kendi ölçülerimi yazıyorum. Bu ölçülerle 30 adet kurabiye yaptım.
Malzemeler:
-2 yumurta akı
-180gr pudra şekeri
-1 paket vanilya
-1 tatlı kaşığı tarçın
- 300 gr. çekilmiş badem
- 80 gr. kestane püresi
-1 tatlı kaşığı portakal kabugu rendesi
- 1 tatlı kaşığı kakao
- 30 gr balkabağı püresi
Yapılışı:
Yumurta aklarını mikserle çırparak kar yapıyoruz। Pudra şekerini ekleyip, tekrar karıştırıyoruz ve 3 çorba kaşığı kadar bezeyi ayırıyoruz ve 1 tatlı kaşığı kadar olan kısmına kakao, 1 çorba kaşığı kadar olan kısmına sarı gıda boyası ekliyoruz, süslemeleri yapmak için। (Sarı boyayı balkabaklıları süslemek için kullandım, eğer gıda boyanız yoksa kullanmayabilirsiniz) Yumurtalı karışıma, vanilya, tarçın, portakal kabuğu rendesi ve bademi ekleyip karıştırıyoruz। Bu aşamada ben hamurun 1/3'ünü ayırdım ve balkabağı püresini ekledim। (Siz isterseniz hepsini kestaneli veya balkabaklı yapabilirsiniz) Hamurun 2/3'üne kestane püresini ve kakaoyu ilave ederek yoğuruyoruz ve yapışkan kıvamda olan hamuru streç filme sarıp rulo yaparak buzdolabında 2-3 saat bekletiyoruz। Balkabaklı hamuru da yoğurup, streç filme sarıp rulo yaparak buzdolabında bekletiyoruz। Burada önemli olan hamurun dolaptan çıktığında oldukça sert olması, aksi takdirde bıçakla keserek şekil vermek zor olacaktır। Sertleşen hamur rulolarımızı bıçakla 1 cm kalınlığında keserek yağlı kağıt serdiğimiz tepsimize yerleştiriyoruz। Üzerlerine ayırdığımız bezenin beyaz olanından sürüp, kakaolu ve sarı bezeler ile kürdan kullanarak süsleme yapıyoruz. Bu aşamalar linkde detaylı şekilde gösteriliyor, maalesef ben yalnız olduğum için görüntüleyemedim. Biraz zahmetli bir kurabiye, tadı badem ezmesine benziyor, kestane ve balkabağı tadını çok yoğun olarak almıyorsunuz, badem ve portakal daha baskın geliyor. Ama görüntü şıklığı nedeniyle bile denemeye değer. Afiyet olsun...

ÜÇ KAT TAT BÖREĞİ-PASTIRMALI BÖREK


Bu böreğin tarifi ablamdan. Kabaklı börek yapmak için yufka almıştım ve ablam bu böreği o kadar anlattı ki eve gidip denemeye karar verdim çünkü aşçı yamağı da pastırmayı çok sever. Böreğin adı reyhan böreği imiş ben çok beğenmedim bu ismi ve üç kat tat böreği demeyi uygun buldum. Sıcak tüketilmesi gereken son derece lezzetli bir börek.

Malzemeler:

-3 adet yufka
-300 gr kaşar peyniri
-200 gr çemensiz pastırma
-4 adet havuç
-1 kg ıspanak
-1 adet yumurta
-Yufkaların arasına sürecek kadar margarin veya sıvıyağ
-Susam ve çörekotu

Yapılışı:

Öncelikle ıspanaklarımızı hazırlıyoruz. Sadece yaprak kısmlarını alarak, doğrayıp, çok az yağ ile hafif kavuruyoruz. 1 kg fazla gibi geliyor ama sadece yaprakları aldığımız için ve piştiğinde miktarı çok azalan bir sebze olduğundan, daha az kullanmamanızı tavsiye ederim. Havuçlarımızı da rendeleyip kavuruyoruz. Kaşar peyniri de rendeliyoruz. Pastırmaları bütün veya doğrayarak kullanabilirsiniz. (ben bütün olarak kullandım) İç malzememiz hazır, böreğimizi yapabiliriz.
1. yufkamızı açıp, içne fırça ile ince bir tabaka yağ sürüp(ben bitkisel margarin kullandım), ıspanakları yayıyoruz. 2. yufkayı yağlayıp, pastırma ve kaşar peynirini, 3. yufkayı yağlayıp, kavrulmuş havucumuzu koyup, yufkaları rulo yaparak sarıyoruz. Ortadan ikiye kesip, üzerine yumurta sarısı sürerek, susam ve çörek otu ile süslüyoruz ve 170 derece fırında(önceden ısıtılmış) 35-40 dakika üzeri kızarana kadar pişiriyoruz. Paçangaya alternatif olabilecek daha sağlıklı bir börek. Afiyet olsun...

KAHVE LİKÖRÜ VE EV YAPIMI ÇİKOLATALAR

Likör yapmaya evlendiğim zaman başladım. Kahve likörü... Sonra çilek, vişne, süt ve incir likörü de denedim. Kahve likörü bunlar arasında en zahmetsiz olanı. Bu tarifi özellikle arkadaşımız İrem için veriyorum. Yapımı kolay ve bekledikçe aroması yerleşip, tadı güzelleşen bir likör.
Ev yapımı çikolataları ise sütlü, beyaz ve bitter kuvertürle evdeki silikon kalıpları kullanarak yaptım. Deniz kabukları ve balıklar. Evde çikolata yapmak yaratıcılığınıza bağlı, istediğiniz aromaları ekleyip kalıplarda şekil verebilirsiniz. Tabi benmari şeklinde erittiğimiz çikolataları, buzdolabında dondurmamalıyız, çünkü üst yüzeyleri beyazlaşıyor. Yapması son derece zevkli, sunumu da çok şık. Misafilerimize ev yapımı likörlerle beraber bu çikolataları ikram etmekten çok hoşlanıyorum.

Malzemeler:

-1/2 litre su
-2 su bardağı şeker
-8 ymek kaşığı nescafe
-1 paket vanilya veya 1 tatlı kaşığı vanilya aroması
-1 şişe 35cl'lik votka

Yapılışı:

Suyun içine kahve ve şekerimizi ekleyip, karıştırarak kaynatıyoruz. Kaynayınca vanilyamızı ekleyip, ılımasını bekliyoruz. Ilıyan karışıma votkayı da ekleyip soğutuyoruz. Likörü bu şekilde de içebiliriz. Ama tavsiyen en az 30 gün dinlenmesidir. Afiyet olsun...

KREM PEYNİRLİ KURABİYELER

Krem peynirli kurabiyeler aşçı yamağının ve ablamın favori kurabiyeleri. Tarifi portakal ağacı'nda gördüğümde hemen denemeye karar verdim ve o zamandan beri 4 kez yaptım. Tabi yine tarife tam olarak sadık kalmayıp, ufak bir ekleme yaptım. Ablama göre yaptığım ekleme kurabiyenin lezzetini çok arttırdı ve iyiki eklemişim. Tarif orjinali Martha Steward'dan, benim tarifim ise şöyle;

Malzemeler: (20 kurabiye için)

-150 gr tereyağ
-100 gr krem peynir
-1 yumurta ve 1 yumurta sarısı
-2,5 su bardağı un
-3/4 su bardağı toz şeker
-1 paket vanilya
-1 tatlı kaşığı limon kabuğu rendesi

Yapılışı:

Krem peyniri, 1/4 su bardağı şeker, 1 yumurta sarısını ve 1/2 paket vanilyayı mikserde çırpıyoruz ve biraz katılaşması için buzdolabında bekletiyoruz. Tereyağını(oda sıcaklığında, eritilmeden), kalan yarım su bardağı şekeri, limon kabuğu rendesini, 1 yumurtayı, vanilyayı karıştırıyoruz ve unu karışımımızı yavaş yavaş ekleyip, yoğuruyoruz ve elimizle hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar alarak yuvarlıyoruz. Yuvarladığımız kurabiyelerin ortalarını parmağımızla bastırarak, bir çukur oluşturuyoruz. Hazırladığımız kurabiyeleri, yağlı kağıt serilmiş tepsiye yerleştiriyoruz ve önceden ısıttığımız 160 derece fırında 10 dakika pişiriyoruz. Kurabiyeleri fırından çıkarıp, ortalarını bir çay kaşığı veya ucu yuvarlak, küçük bir mutfak gereciyle bastırıyoruz ve 7-8 dakika daha pişiriyoruz. Fırından çıkarıp ortalarına 1 tatlı kaşığı krem peynirli karışımdan koyup, 7-8 dakika daha (karışım katılaşana kadar) pişiriyoruz ve fırından çıkarıyoruz. Kurabiyelerin beyaz pişmesi gerekiyor bu nedenle ısı derecesini ve aralarda geçen pişirme süresini kendi fırınınıza göre ayarlayabilirsiniz. Oda ısısına gelen kurabiyelerimizi ağzı kapalı olarak buzbolabında bekletiyoruz. Pişirme süreci eziyetli gibi görünüyor ama denerseniz göreceksiniz sıcak fırın tepsisi dışında bir sıkıntısı yok ve favori olmayı hakeden bir kurabiye. Afiyet olsun...

21 TAVUK YE- 3 TAVUKLU TARİF: FAJİTA, NACHOS VE BEŞAMEL SOSLU SEBZELİ, TAVUKLU KREP

Tavuk ye etkinliği için 3 farklı tarif hazırladım. İkisi Meksika mutfağından Fajita ve Nachos ve 3.'sü ise beşamel soslu tavuklu, sebzeli krep.
Yemek etkinliklerine katılmak istiyordum, ama geçen aykine bilgisayar sorunları nedeniyle katılamadım. Yine de tarifimi yayınlamıştım. Bu etkinliğe ise hazırlandım ve bu 3 lezzetli yemeğin tarifleri şöyle;

FAJİTA


Fajita, kızgın demir tavalarda kızartılan et, tavuk, karides, sebze dilimleri, yanında ızgara soğan, guacamole, salsa sos, ekşi krema veya süzme yoğurt ve meksika fasülyesi ile servis edilen, tortillalara sarılarak yenilen bir Meksika yemeği.

Malzemeler: (2 kişilik)
-300 gr jülyen doğranmış tavuk göğsü
-1'er adet kırmızı, sarı ve yeşil Amerikan biberi
-2 adet kırmızı soğan
-1-2 diş sarmısak veya toz sarmısak
-Tuz, pulbiber, karabiber, kimyon
-4 adet tortilla (mümkünse mısır tortillası)
-Sıvıyağ

Guacamole için:

-1 olgun avakado
-2 yaprak marul
-1 adet acı yeşil biber
1-2 dal taze soğan(kuru soğanda kullanabilirsiniz)
-1-2 dal taze kişniş (yoksa kurutulmuş kullanabilirsiniz)
-2 yemek kaşığı limon suyu
-Deniz tuzu ve karabiber

Tüm malzemeleri rondodan geçiriyoruz.

Salsa için:
-1 adet soğan
-1 adet domates
- ¼ demet maydanoz
-Tuz, limonsuyu ve kimyon
Tüm malzemeleri rondodan geçiriyoruz.

Yapılışı:

Baharat ve sarmısak karışımında beklettiğimiz (1-2 saat kadar) tavuklarımızı mümkünse demir bir tavada pişiriyoruz. Halka halka doğradığımız soğan ve biberleri ayrı bir tavada kavurup, bir servis tabağına veya benim gibi toprak bir kaba koyup, üzerine tavuklarımızı ilave edip, yanında soslar ve tortilla ile servis ediyoruz. Afiyet olsun...

TAVUKLU NACHOS


Nachos da fajita gibi Meksika mutfağından. Daha çok kıyma ve fasülye ile yapılıyor, peynirlisi de mevcut. Biz etkinlik gereği tavuk ile yapacağız. Ben klasik nachos tarifine malzemeler açısından uydum ama bir parti yemeği olabilmesi için cipslerin üzerine tek tek yerleştirdim. Anlatacağım işlemi kat kat yapıp, üzerine salsa sos ve peynir rendesiyle fırınlayıp, keserek de servis yapabilirsiniz.
Malzemeler: (2 kişilik)
-300 gr kuşbaşı doğranmış tavuk eti
-1 orta boy soğan
-1 çay bardağı meksika fasülyesi (konserve kullandım)
-100 gr sade mısır cipsi
-2 adet domates
-7-8 adet yeşil zeytin
-150 gr cheddar peyniri
-Tuz, karabiber, kırmızı biber, kimyon
-İsteğinize bağlı acı sos
-1 yemek kaşığı sıvı yağ

Yapılışı:

Öncelikle baharatlarımız, tuz ve acı sos karışımında beklettiğimiz tavuklarımızı yağ ile pişiriyoruz, arkasına küçük doğranmış soğanımızı ekliyoruz. Soğanlarımızda pişince kabuklarını soyup, küçük doğradığımız domatesi, doğradığımız yeşil zeytinleri ve fasülyeleri de ekliyoruz. Servis sırasında kullanabileceğimiz ısıya dayanıklı bir tabağa mısır cipslerini yerleştiriyoruz ve üzerlerine hazırladığımız karışımdan koyup, üstüne salsa sos ve en üste rendelediğimiz cheddar peynirinden ekleyip, önceden ısıtılmış fırında, peynirler eriyene kadar-10 dakika kadar- pişiryoruz. (Ben iki ayrı fırın kabında pişirdim, birinin üzerine salsa sos döktüm, diğerini sade cheddarla fırınladım. ikiside çok güzeldi ama aşçı yamağı salsa soslu olanı daha çok beğendi.) Nachosumuzu guacamelo sos, salsa sos ve ekşi krema veya süzme yoğurtla servis yapıyoruz. Afiyet olsun...


BEŞAMEL SOSLU SEBZELİ ve TAVUKLU KREP


Krep ana yemek olarak çok iyi bir seçenek oluyor, çünkü tek başına et, tavuk yaptığınızda yanına pilav, makarna, patates gibi şeyler ilave etmek gerekiyor. Bu tarif de ise tavuk ve sebzeye sarılmış krepler tek başına yeterli oluyor. Tarif şöyle:

Malzemeler : (4 krep için)
-300 gr kuşbaşı doğranmış tavuk göğsü
-2 adet kabak
-1 adet soğan
-1-2 diş sarmısak
-1 adet kırmızı biber
-1 adet yeşil biber
-1 adet havuç
-1 yemek kaşığı sıvıyağ
-Karabiber, kırmızı biber
Krep İçin :

-1 su bardağı süt
-2 yumurta
-½ su bardağı un

Beşamel Sos :

-2 su bardağı süt
-2 çorba kaşığı un
-1 çorba kaşığı tereyağ
-1 su bardağı kaşar peynir rendesi

Yapılışı:
Öncelikle krep içimizi hazırlıyoruz. Tavuklarımızı sıvıyağda sularını bırakıp, tekrar çekene kadar pişiriyoruz. Ayrı bir tavada jülyen doğranmış, kabak, havuç, biberler ve soğanı ve sarmısağı ayrı ayrı hafifçe kavurup, tavuğa ekliyoruz, baharatlarını ilave edip, ocaktan alıyoruz.

Krep için, yumurtaları çırpıp, süt ve unu ekleyip, cıvık kıvamda pütürsüz bir karışım hazırlıyoruz. Çırpma işlemini mikserle yapmak daha iyi oluyor. Bu karışından kepçe ile alıp, yağsız olarak veya çok az yağladığımız yapışmaz bir tavada önlü arkalı pişiriyoruz.

Beşamel sos için, unu tereyağda kavurup sütü ekleyip, koyulaşana kadar pişiriyoruz.
Soğuyan harcımızı kreplerimizin içine koyup, rulo şeklinde sarıyoruz ve fırın kabımıza yerleştiriyoruz. Sardıktan sonra şık görünmesi ve açılmaması için sıcak su da yumuşattığımız soğan sapları ile bağlayabiliriz. Kreplerin üzerine beşamel sosumuzu ve rende kaşarımızı koyup, üzeri kızarana kadar, yaklaşık 20 dakika 160 derecede fırınlıyoruz. Afiyet olsun...

MUZ AROMALI, PEYNİR KREMALI KEK


Bu cupcake'leri epey önceden yapmıştım ve hem peynir kremalı, hem de sade olarak çok beğenerek yedik. Muz aroması çok güzeldi, aynı şekilde çilek aromalı da yapabiliriz. Keki yaptıktan sonra istediğimiz şekilde krema ile süsleyebiliriz. Ben peynirli yaptım, krem şanti veya çikolatalı kremalar ile de kaplayabiliriz keklerimizi. Tarif şöyle:

Malzemeler: (20 muffin için)

-3 adet yumurta
-1 su bardağı süt
-4/5 su bardağı şeker
-2 yemek kaşığı tereyağ (oda sıcaklığında) (1/2 su bardağı sıvıyağ da olabilir)
-1 paket muzlu puding karışımı
-2 su bardağı un
-1 paket vanilya
-1 paket kabartma tozu
-2 tatlı kaşığı haşhaş tohumu(isteğe bağlı)
-200 gr krem peynir
-2 yemek kaşığı pudra şekeri
-1 tatlı kaşığı vanilya
-1 yemek kaşığı tereyağ

Yapılışı:

Yumurtalarımızı ve şekerimizi iyice kabarana kadar çırpıyoruz. Tabi bu işlemi yumurta aklarını ve sarılarını ayırarak yaparsak daha iyi kabarırlar. Sonra sırasıyla yağımızı, sütümüzü ve toz haldeki muzlu puding karışımını ekliyoruz. Ayrı bir kapta karıştırdığımız vanilya, kabartma tozu ve un karışımını da ekleyip, son olarak istersek haşhaş tohumlarımızı ilave ediyoruz. Muffin kalıbımıza kağıt kalıplarımızı yerleştirip, (muffin kalıbımız yoksa, marketlerde satılan cupcake kalıpları var kağıttan, onları kullanabiliriz, çok da şık görünüyorlar üstelik) kek karışımımızdan kalıplarımızın yarısına gelecek kadar koyup, 170 derecede önceden ısıtılmış fırında pişiriyoruz. Pişme süresi fırına göre farklılık gösteriyor, özellikle bu kekler küçük olduğu için daha çabuk pişiyor o nedenle kürdan testi yapmakta fayda var diye düşünüyorum ama benimkiler 30 dakikada piştiler.
Üst kreması için krem peynir, pudra şekeri, (şeker miktarını arttırabilirsiniz) tereyağ ve vanilyayı mikserde iyice karışıncaya kadar çırpıp, krema torbasına koyup, soğuyan keklerimizin üzerine sürüyoruz. Bu işlemi servis sırasında yaparsak iyi olur, krema uzun süre beklerse kuruyup, sertleşebilir. Ben üstünü meyveli şekerlerle süsledim, taze meyvelerden de koyabiliriz. Afiyet olsun...

ISPANAKLI SUSAMLI MUFFİN


Bu tarifimde eski denemelerimden... Ben muffin yapmaktan çok zevk alıyorum, sanırım küçük şeylerin daha sevimli görünmesinden kaynaklanıyor. Ayrıca aşçı yamağı da haftasonu kahvaltılarımızda kahvaltılıklardan başka ekstra bir lezzet olsun istiyor, bu nedenle bende kahvaltımızı muffinlerle zenginleştiriyorum. Gelelim tarifimize:

Malzemeler:(12 adet muffin için)

-2 yumurta
-3/4 su bardağı süt
-1/2 su bardağı sıvıyağ
-1 su bardağı ıspanak püresi
-1/2 su bardağı beyaz peynir
-1/2 su bardağı kaşar peyniri rendesi
-2 su bardağı un
-1 paket kabartma tozu
-1 yemek kaşığı susam

Yapılışı:

Öncelikle tüm keklerde yaptığımız gibi yumurtalarımızı çırpıyoruz. Sonra sırayla, süt, sıvıyağ ve ıspanakları ekliyoruz. Ispanakları robottan geçirebilirsiniz veya biraz daha iri kalmasını isterseniz doğrayarakta koyabilirsiniz. Kabartma tozu, un karışımımızı da ekleyerek kek hamurumuzu hazırlıyoruz. Son olarak peynirleri ekleyip, spatula ile karıştırıyoruz.(Bu aşamada mikserle karıştırmak, beyaz peynirlerin çok ezilmesine yol açıyor) Kağıt kalıplarımızı muffin kalıbımızın içine yerleştiriyoruz ve kek hamurumuzdan kalıbın yarısına gelecek kadar koyuyoruz ve üzerlerine susam serpiştiriyoruz. (Ben hamuru biraz fazla kaçırmışım ve altta görebileceğiniz gibi muffinlerim aşçi şapkasına benzediler:) 170 dercede önceden ısıtılmış fırında yarım saat kadar pişiriyoruz. Afiyet olsun...

KÖRİLİ BULGUR SALATASI

Körili bulgur salatası, dışarda yediğim bir salatayı, çok beğendiğim için evde yapmaya çalışmamla oluştu. Bu tarifle birlikte "Nes Ouick-Çalışanlara" başlıklı bir bölüm oluşturuyorum Menü'mde. Zamanın ne kadar kıymetli olduğunu biliyorum hem ev hem de iş kadını olmam sebebiyle. Benim durumumda olan hanımlar ve beyler için, evde yemek olmadığında veya yemek yapmak için zamanın kısıtlı olduğu zamanlarda bulduğum pratik çözümleri paylaşmak istiyorum. Bu salata da bu özellikleri taşıyor, ayrıca sağlıklı ve düşük kalorili, yani denenmesi gerekenlerden...
Malzemeler:
-1 su bardağı bulgur(pilavlık)
-1 adet havuç
-3-4 dal frenk soğanı(market ve manavlarda bulabilirsiniz)
-2 yemek kaşığı sarı kuru üzüm
-2 yemek kaşığı balzamik sirke
-2 yemek kaşığı soya sosu
-2 yemek kaşığı zeytinyağı
-1 limonun suyu
-1 çay kaşığı köri
-Akdeniz yeşillikleri
-1 adet salatalık
Yapılışı:
Bulgurumuzu bir tencereye alıp, köriyi ekleyip iyice karıştırıyoruz. Ocağımızı yakıp, tencereye 2 bardak kaynamış su ilave ediyoruz ve bulguru haşlıyoruz. Haşlanan bulgurumuzu çabuk soğuması için bir salata kasesine alıyoruz. Bu arada frenk soğanını küçük küçük doğruyoruz ve havucu rendeliyoruz. Bulgur ılınınca soğanı, havucu ve üzümünü ekleyip karıştırıyoruz. Sonra limon, zeytinyağ, balzamik sirke ve soya sosunu ekliyoruz ve karıştırıyoruz, salatamız hazır. Akdeniz yeşillikleri ve salatalık ile süsleyip, servis yapabiliriz. Afiyet olsun...
Not: Salatalığı o şekilde pazardan aldığım bir soyucu ile yaptım, emin olamadığım için yapım aşamasını çekmedim. Bir dahaki sefere çekeceğim.

ISPANAK KÖKÜ ÇORBASI

Ispanak en sevdiğim sebzelerden biri, daha önceki yazılarımda belirtmiştim, senelerce pek çok sebzeyi yemedim ama ıspanağı değişik şekillerde yedim. Ispanak kökü çorbası da bunlardan biri, son derece sağlıklı ve lezzetli. Eminim sizlerinde ıspanak temizlerken köklerine kıyamadığınız olmuştur. Pazardan aldığım ıspanakların kökleri de böyleydi, yapraklarını temizleyip ayırdım ve kökleri ile bu çorbayı yaptım. Tarif şöyle;

Malzemeler:

-1 kg ıspanağın kökü
-1 su bardağı yeşil mercimek
-1 adet soğan
-1 adet havuç
-1 adet patates
-3 diş sarmısak
-2 yemek kaşığı zeytinyağ
-1 tatlı kaşığı kuru nane
-1 çay kaşığı sumak
-1/2 limon suyu

Yapılışı:

Ispanakları temizlerken köklerini ayırıp, köklerin de uçlarından çok az kesip iyice yıkıyoruz. Ispanak köklerimizi, soyup, irice doğradığımız patates, havuç ve soğanımızı, 2 diş sarmısağı ve yıkadığımız mercimeğimizi 6 su bardağı su ile düdüklü tencerede, pimi çıktıktan sonra 20 dakika pişiriyoruz. Düdüklü tencere kullanmıyorsak normal tencerede hepsi yumuşayana kadar haşlıyoruz ve blenderdan geçiriyoruz. Ayrı bir tavada, zeytinyağını ısıtıp, nane ve sumağı ekliyoruz ve çorba tenceremize ekliyoruz. Son olarak tuzunu istediğimiz kadar ekleyip, 1-2 dakika kaynatıp, ocaktan alıyoruz. Servis yaparken kalan 1 diş sarmısağımızı ezip, yarım limon suyu ile karıştırıp, çorbamızın üzerine 1 çay kaşığı kadar koyuyoruz. Afiyet olsun....

MİNİK MISIR EKMEKLERİ

Bu minik mısır ekmeklerini geçen hafta yazlığa giderken yapmıştım. Yaptıktan sonra tereddütlerim vardı ama, yazlıkla beğenilerek yendiği ve yapımı çok kolay olduğu için sizlerle paylaşmaya karar verdim. Ben pişirmek için muffin kalıbını kullandım ama küçük bir fırın kabında pişirip, dilimleyerek servis yapabiliriz. Balık yanına yakışacak ve kahvaltılarda zevkle yenecek bir ekmek oldu ama bir dahaki sefere tamamen mısır unu yerine çok az normal un da eklemeyi düşünüyorum, siz isterseniz bu şekilde deneyebilirsiniz. Tarif şöyle:
Malzemeler: (10 küçük ekmek için)
-2 su bardağı mısır unu
-3 yemek kaşığı sıvıyağ
-1 su bardağı su
-1 çay kaşığı kabartma tozu
-1 çay kaşığı pulbiber, az tuz
-1/3 demet dereotu
-100 gr beyaz peynir
Yapılışı:
Karıştırma kabımızda mısır ununu, suyu karıştırıyoruz, sıvıyağ, doğranmış dereotu, pulbiber ve tuzumuzu ekleyip, tekrar karıştırıyoruz (karıştırma işlemini mikser kullanmadan yapabiliriz) ve çok hafif yağ sürdüğümüz muffin kalıplarına 1 yemek kaşığı koyuyoruz ve hafif ezimiş beyaz peynirimizi, karışımınların üzerine paylaştırıyoruz. Üstüne tekrar ekmek karışımımızdan koyarak peynirlerin üzerini kapatıyoruz ve önceden ısıtılmış 160 derece fırında 30 dakika, üzeri kızarana kadar pişiriyoruz. Afiyet olsun...

KABAKLI DEREOTLU KİŞ


Geçen haftasonu kiş deneyimlerimi arttırmak ve kabak tadı projesi için yeni tarifler hazırlamak içi mutfaktaydım. Daha önce blogda yayınladığım kabaklı tariflerimi(tahinli balkabağı ve balkabaklı tart ) göndermiştim ve projede yeralmıştı. Börek yapmak için aldığım, ama böreği başka bir tarifle yapmam nedeniyle buzdolabında beklemede kalmış 3 adet kabak ve mis gibi kokan 1 demet dereotu bu lezzetli kişi yapmamı sağladı. Kiş piştikten sonra dışardan gelen aşçı yamağı sıcak sıcak yeme imkanı buldu ve yorumu "nefis" oldu. Tarif şöyle;

Malzemeler:

-100 gr tereyağ
-Yarım çay kaşığı tuz
-4 yemek kaşığı soğuk su
-250 gr un
-3 adet kabak
-Yarım demet dereotu(Azaltabilirsiniz)
-Az muskat rendesi, karabiber, tuz
-100 gr beyaz peynir
-1 adet yumurta
-50 gr krema
-50 gr kaşar rendesi

Yapılışı:

Öncelikle kiş hamurumuzu hazırlıyoruz. Küçük parçalara kestiğimiz soğuk tereyağımızı, soğuk suyumuzu, unumuzu ve tuzumuzu hızlı bir şekilde yoğuruyoruz. Hamur önce parça parça olacak sonra toparlanacak. Hızlı yoğurmamızın sebebi hamurun kıtırlığını kaybetmesini önlemek. Hamurumuzu unladığımız tezgahta merdane ile pişirme kabımızın ölçüsünden biraz daha büyük olarak açıp, kabımıza yerleştiriyoruz ve iç malzememiz hazır olana kadar buzdolabında bekletiyoruz. Ayrı bir kapta 2,5 kabağı rendeliyoruz, dereotlarımızı doğruyoruz, yumurtayı, beyaz peyniri (çok ufak olamayan parçalara bölünmüş), kremayı karıştırıyoruz. Muskat rendesi, karabiber ve tuzunu da ekleyip, kiş hamurunun üzerine döküp, önceden ısıttığımız 170 derede fırında 30 dakika pişiriyoruz. Fırından alıp, üzerine kalan yarım kabağı dilimleyip yerleştiriyoruz ve en üste kaşar rendemizi serpiştirip 10 dakika daha fırınlıyoruz. Ilındıktan sonra fırın kabından çıkarıp, dilimleyerek servis yapıyoruz. Kalan kişi tekrar servis yaparken mikrodalga veya normal fırında ısıtabiliriz. Afiyet olsun...

BALKABAKLI CHEESECAKE (PEYKEK)


Balkabaklı peykek... Sanırım pek fazla kişi denememiştir. Peykek yapmayı da yemeyi de çok seviyoruz ben ve aşçı yamağı, tabi aşçı yamağının katkısı yemek kısmında oluyor daha çok:) Balkabağı ile peykeki bir arada düşünen kaç kişi oldu bilmiyorum ama ben bir süredir nasıl yapmalıyım diye düşünüyordum. Klasik cheesecake tarifimde ayarlamalar yapmayı düşünürken yabancı sitelerde daha önce denenmiş tarifleri gördüm ve bunlardan birini denemeye karar verdim. Sonuç muhteşemdi, kesinlikle denemenizi öneririm. Gerçi balkabağı bulmak biraz zor olabilir ama hala pazarlarda balkabağı var ve benim gibi siz de biraz fazla alıp, püre yaparak, sonraki kullanımlar için dondurabilirsiniz.
Balkabaklı peykek de kabaklı kiş gibi geçen haftasonu deneyimlerinden ve bu tarif de kadak tadı için uygulandı. Tarifin aslı Joy of Baking'den ama ben orjinal tarife ölçü konusunda uymadım. Vereceğim ölçülerle 6 adet küçük kalp peykek oldu siz aynı ölçüyü 18 cm'lik bir kelepçeli kalıp için uygulayabilirsiniz. Tarif şöyle;

Malzemeler:

-1 paket yulaflı bisküvi
-1,5 yemek kaşığı tereyağ
-400 gr krem peynir
-125 gr esmer şeker (yarım su bardağı kadar)
-2 iri yumurta
-2 tatlı kaşığı mısır nişastası (ben ekledim)
-50 gr krema (ben ekledim)
-1 su bardağı balkabağı püresi
-yarım çay kaşığı tarçın
-yarım çay kaşığı zencefil
-Çok az muskat rendesi
-Çok az tuz
-1-2 adet dövülmüş karanfil
-1 çay kaşığı vanilya aroması (kullanmayabilirsiniz)
Üstü için:
-100 gr krema
-2 tatlı kaşığı pudra şekeri
-Yarım çay kaşığı vanilya
-Kırmızı ve sarı gıda boyası veya turuncu gıda boyası

Yapılışı:

Öncelikle peykekin tabanını hazırlıyoruz. Yulaflı bisküvilerimizi mutfak robotundan geçirip, eritilmiş tereyağ ile karıştırıyoruz ve çok az zencefil, tarçın ve muskat rendesi ekliyoruz. (Orjinal tarifte zencefilli kurabiye de kullanılmıştı taban için, ben onun yerine bisküvi karışımına çok az zencefil, tarçın ve muskat rendesi ekledim) Taban harcımızı, çok iyi yağladığımız kalıbımıza, eşit yükseklikte olacak şekilde elimizle veya bir bardak tabanı ile bastırarak yerleştiriyoruz ve peynirli karışımı hazırlayana kadar buzdolabında bekletiyoruz. (Ben kalp şeklindeki muffin kalıbı kullandım ve bu kalıp kelepçeli olmadığı için alt kısımlarına yağlı kağıt yerleştidim ve kenarlarını iyice yağladım, böylece peykekleri kalıptan çıkarmak sorun olmadı)
Ayrı bir kapta krem peyniri, şekeri ve nişastayı krema kıvamına gelene kadar çırpıyoruz. Zencefil, tarçın, muskat rendesi ve tuzumuzu ekliyoruz, sonra birer birer yumurtalarımızı karışıma ekliyoruz (ilkini ekleyip karıştırıp, ikinciyi ekliyoruz) ve bu sırada karışımı çok fazla çırpmıyoruz. (Fazla çırpmak pişerken kekin üzerinde çatlamalara neden olabiliyor) Son olarak krema, vanilya ve balkabağı püremizi ekleyip, bir spatula ile karıştırıyoruz ve tabanımızın üzerine döküyoruz. Önceden ısıttığımız 170 derece fırında 30 dakika pişiriyoruz ve sonra fırın ısısını 90 dereceye düşürüp, 20 dakika daha pişiriyoruz. Pişirme sırasında fırın içine ısıya dayanıklı bir kapla su koyarak fırının nemli kalmasını ve peykeklerimizin çatlamadan pişmesini sağlıyoruz. Bu arada krema, vanilya ve pudra şekerini çırpıp pişen kekimizin üzerini kaplıyoruz. (Ben daha sonra kırmızı ve sarı gıda boyalarını karıştırıp, turuncu renk elde ederek, kremalı karışımın bir kısmına ekledim ve kürdan yardımıyla üst süslemelerini yaptım.) Üstünü kapladığımız peykekimizi 7-8 dakika daha üst kreması yerleşene kadar fırınlıyoruz ve fırından çıkarıyoruz, ızgara telinde soğutuyoruz. Peykekimiz oda ısısına gelince buzdolabına koyup, servisten önce 1 gece üstü kapalı şekilde dinlendiriyoruz. Afiyet olsun...

DEREOTLU VE KAYMAKLI POĞAÇA

Kaymaklı poğaça yapma fikri, kahvaltıdan kalan kaymakları nasıl bitirebiliriz arayışındayken, Portakal Ağacı'ndan verilen linkle tarif defterinde gördüğüm tarifle oluştu. Tadının çok güzel olduğu yorumu yapılmıştı ve ben de denemeye karar verdim. En beğendiğim poğaça tarifim oluştu böylece. Denemelerimi arttırarak poğaçaları mısır unuyla, kepekli unla denedim, ayrıca aşağıdaki fotoğrafta görebileceğiniz gibi otlu ve pestolu çeşitlerini de yaptım. Vereceğim tarifte ise içini dereotlu hazırladım, aynı hamura dereotu ve maydonozu ince doğrayarak karıştırıp otlu poğaçalar da yapabiliriz. Tarif şöyle;
Malzemeler:
-200 gr kaymak(bir rulo kaymak)
-1 adet yumurta
-1 çay bardağı sıvıyağ
-100 gr tereyağ
-1/2 çay bardağı süt
-10 gr yaş maya (Yarım paket)
-2 tatlı kaşığı şeker
-1 tatlı kaşığı tuz
- 2,5-3 su bardağı kadar un
-5-6 dal dereotu
-100 gr beyaz peynir
-Çörekotu, susam veya haşhaş tohumu
Yapılışı:
Öncelikle sütümüzü ılıtıp, mayayı içine koyup, eritiyoruz. Karıştırma kabımızda yumurta sarısı, dereotu, peynir ve un hariç kalan malzemeleri karıştırıp, erittiğimiz mayayı da ekliyoruz. Unu yavaş yavaş ekleyerek yumuşak bir hamur elde ediyoruz. Hamurumuzu sıcak bir ortamda mayalanması için 30-40 dakika bekletiyoruz. Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar alıp, elimizde açıp, içlerine doğradığımız dereotu ile karıştırdığımız beyaz peynirlerimizden koyup, yuvarlayarak kapatıyoruz. (Klasik poğaça şeklinde de yapabiliriz) Yağlı kağıt yerleştirdiğimiz tepsiye diziyoruz ve üzerlerine yumurta sarısı sürüp, çörekotu, susam veya haşhaş tohumu serpiştirip, önceden ısıttığımız 170 derece fırında üzerleri kızarana kadar pişiriyoruz. Ben 30 dakika kadar pişirdim ve bu ölçülerle 22 adet poğaçam oldu. Afiyet olsun...

SEMİZOTU TÜRLÜSÜ

Semizotunu salata olarak çoğumuz tüketiyoruz. Ama yemeğinin de çok sağlıklı ve lezzetli olduğunu söylemeliyim. Ayrıca havuçla birlikte tüketildiğinde zayaflamaya yardımcı olduğunu öğrendim. Kısaca tam bir diyet yemeği oluyor bu sebzeden. Tabii ben de semizotuna havuç koymayı ihmal etmedim ama annemin yaptığı yemeği de çok özlediğimi söylemeden edemeyeceğim. (Annem yazları kabak çiçekleri ile birlikte yemeğini yapar, maalesef kabak çiçeğinin zamanı değil ayrıca da İstanbul'da bulmak zor.) Benim yaptığım da anneminkine yakın ama daha çok semizotu türlüsü gibi oldu. Tarif şöyle;
Malzemeler

-1 demet semizotu
-1 adet havuç
-1 adet kabak
-1 adet patates
-1 adet soğan
-2 diş sarmısak
-1 adet kırmızı biber
-2 adet domates
-2 yemek kaşığı sıvıyağ
-Tuz, karabiber, pulbiber

Yapılışı:

Pekçok yemekte olduğu gibi, ince doğradığımız soğanları sıvıyağda hafif kavuruyoruz ve sırasıyla doğranmış sarmısak, havuç, biber, patates ve kabaklarımızı ekliyoruz. Bunlar biraz kavrulunca kabuklarını soyup, doğradığımız domateslerimizi koyup, pişirmeye devam ediyoruz. Son olarak yıkayıp, doğradığımız semizotunu ilave edip, 1 su bardağı su, tuz ve baharat ayarlamalarımızı yapıp, sebzeler yumuşayıncaya kadar pişiriyoruz. Yoğurt ile birlikte servis yapıyoruz. Afiyet olsun...

MEYVELİ, KEK KURABİYE

Son derece pratik bir kurabiye, tabii kek de diyebiliriz... Arkadaşlarımızın getirdiği keki nasıl tüketebiliriz diye düşünürken bunlar çıktı ortaya. Fırınlanmış çileğin tadını bu kadar seveceğimi düşünmezdim, denemenizi tavsiye ederim. Ben meyveli pastane keki ile yaptım, siz isterseniz hazır pasta tabanlarıyla veya biteremediğiniz kekleri farklı sunumla tüketmek amacıyla ev yapımı kekle yapabilirsiniz. Vereceğim ölçüler hazır pasta tabanlarının yarısı için yeterlidir, ölçüyü buna göre ayarlayabilirsiniz. Tarifimiz:
Malzemeler:
-1/2 pasta tabanı(kakaolu, sade olabilir) veya başka bir kek
-1 adet yumurta
-1 çay bardağı hindistan cevizi
-1 çay bardağı şeker
-1/2 çay bardağı sıvıyağ
-7-8 adet çilek, 1 adet muz
-1/2 çay bardağı fındık(ceviz veya badem de olabilir)
Yapılışı:
Yumurtamızı mikserde şekerle birlikte çırpıyoruz. Karışım homojenleşince, sıvıyağ ve hindistan cevizini ekliyoruz ve iyice karıştırıyoruz. Kekimizin üzerine dilimlediğimiz meyveleri yerleştiriyoruz ve üzerine karışımımızı döküp en üste fındıkları koyup, önceden ısıttığımız 170 derce fırında 20 dakika pişiriyoruz. Ben dikdörtgen olan keki kurabiye kalıpları ile kestim, hazır kekin bir katını kesmeden kullanabilir veya porsiyonluk servisler için kalıplarla kesebiliriz. Tarif bu kadar kolay ve kısa sürede hazırlanabiliyor. Afiyet olsun...

PATLICANLI AYÇÖREĞİ

Patlıcanlı ayçöreği, çalışan biri olarak haftaiçi akşam yemeği sorununa çözüm amacıyla yaptığım bir yiyecek. Malum kilo sorunları nedeniyle iş çıkışı akşam geç saatlerde fazla yememeye çalışıyoruz aşçı yamağı ile, gerçi blog çalışmaları engel oluyor ama iradeli davranmaya çalışıyoruz:) Ayçöreğinin yanında sıcak bir çorba ile akşam menüsünü tamamlıyoruz. Ayçöreği sebzeli olunca sebze ve karbonhidrat ihtiyacını karşılıyor. Az miktarda yağ ve patates ile hazırlanan hamurda un miktarı da az oluyor yani hafif bir çörek elde ediyoruz. Ben normal un ile yaptım ama kepekli unla da yapılabilir. Tarif şöyle;
Malzemeler:(24 adet çörek için)
-3 adet haşlanmış patates (patatesler küçük ise 4 adet)
-100 gr tereyağ
-1 küçük çay bardağı yoğurt
-1 yumurta
-2 su bardağı un
-1 adet soğan
-3 adet patlıcan
-2 yemek kaşığı sıvıyağ
-2 diş sarmısak
-2 adet domates
-Tuz, pulbiber ve karabiber
-Üzeri için susam, haşhaş veya çörekotu
Yapılışı:
Öncelikle ayçöreğinin içini hazırlıyoruz. Patlıcanları soyup, küp şeklinde doğrayıp, tuzlu suda bekletiyoruz. Soğan ve sarmısağı doğrayıp, sıvıyağda 1-2 dakika kavuruyoruz ve süzdüğümüz patlıcanları ekliyoruz. Domateslerin kabuklarını soyup doğrayarak ilave ediyoruz ve domateslerin suyu tamamen kaybolana ve patlıcanlar yumuşayana kadar pişiriyoruz. Tuz ve baharatını ekleyip, ocaktan alıyoruz.
İç soğurken haşlayıp kabuklarını soyduğumuz patatesleri çatalla ezip, tereyağ, yumurta akı, yoğurt ve unla yoğurup yumuşak bir hamur elde ediyoruz. Hamuru 4 eşit parçaya bölüp, her parçayı yarım cm kalınlığında açıyoruz ve 6 eşit üçgen şeklinde kesiyoruz, geniş kısmına patlıcanlı içi koyup, yuvarlayarak sarıyoruz ve ay şekli veriyoruz. Diğer 3 parça içinde aynı işlemi tekrarlayıp, üzerine yumurta sarısı sürüyoruz ve haşhaş, çörekotu veya susam serpiştiriyoruz. Yağlı kağıt koyduğumuz tepsiye dizdiğimiz ayçöreklerimizi önceden ısıttığımız fırında üzeri kızarana kadar yaklaşık 30 dakika pişiriyoruz. Afiyet olsun...

FASÜLYE KAVURMASI

Mutfağımı kaç gündür güncelleyemedim biliyorum.Bu ara yoğun bir şekilde örgü örüyorum ve bilgisayara oturup bir şeyler yazmaya pek vaktim olmadı.Doğrusu canımda pek istemedi,dönem dönem bunu yaşıyorum, bilmem sizlerede olurmu?Pratik bir yemek fasülye kavurması ,aslında fasülye turşusu ile yapılıyor bildiğim kadarı ile ama (yanlışım varsa bilenler düzeltsin lütfen) böyle haşlayarakta güzel oluyor turşunuz yoksa eğer.
İstediğiniz miktarda fasülyeyi varsa düdüklü tencerede yoksa normal bir tencerede iyice yumuşayıncaya kadar tuzlu suda hasşlayın.Soğuduktan sonra avucunuzun icinde suyunu iyice sıkın. İkişer cm uzunluğunda doğrayın.Teflon tavada 1 adet yemeklik dogradığınız kuru soğanı sıvı yağ ile birlikte sarartın.Fasülyeleri ekleyip bir iki dakikaçevirin, üzerine arzuya göre karabiber kırmızı biber ekleyip 3-4 yumurta kırıp pişirin.Afiyet olsun...